‘Gelincik’e çok emek verdim
Yönetmenliğini Orçun Benli’nin yaptığı “Gelincik” filmi dün başlayan 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alacak. Filmin ortak yapımcısı ve başrol oyuncusu Kaan Yıldırım, en özel projesinin “Gelincik” olduğunu belirtti. Ünlü oyuncu, “Bu işe çok emek verdim” dedi.
◊ 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “Gelincik” filmi ile yarışıyorsunuz. Filmin hem ortak yapımcısı, hem de oyuncususunuz. İlk yapımcılık deneyiminiz değil ama bu projede ortak yapımcı olarak yer almanızdaki en büyük neden neydi?
– Proje bana ilk olarak Ayhan karakterini oynamam için geldi. O sırada aklımda ortak yapımcılık yoktu açıkçası. Hikayeyi ve anlatım şeklini çok beğendim. Okurken gerçekten heyecan duydum. Karadayı rolünde Ahmet abi (Ahmet Mümtaz Taylan) olması ve bu hikayeyi beraber oynayacak olmak benim için filmi daha da cazip kıldı. Kamera arkasına oyunculuk kadar merakım vardır. Bu işin her evresini çok seviyorum ve yaptığım işi sonuna kadar sahiplenen bir yapıya sahibim.
Bütün detayları, sonrasında yapılabilecekleri o kadar konuştuk ki Orçun Benli ile en sonunda vizyonlarımızı birleştirme kararı aldık.
Çok emek verdiğim bir proje “Gelincik”. O yüzden benim için yeri bugüne kadar yaptığım bütün işlerden biraz daha özel.
◊ Polis memuru Ayhan rolünü canlandırıyorsunuz. Nasıl biri Ayhan?
– Ayhan, cinayet işleyen bir polis. Karanlık bir hayatı var… Yaptıklarının bedelini çok ağır bir şekilde ödeyeceğini bilmeden birçok cinayet işlemiş. Gün geliyor ve yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşiyor. Bir bedel ödemesi gerekiyor. Aslında bir vicdan yolculuğu izletiyor bize. Beni en çok çeken kısmı, o vicdan yolculuğuydu.
AZ KONUŞARAK OYNAMAK DAHA ZOR
◊ Bu rolde çok fazla diyalog yok. Bir iç hesaplaşma izliyoruz film boyunca. Bu kadar az replikle bir karaktere hayat vermek zor olsa gerek…
– Evet, gerçekten az konuşarak oynamak çok daha zor. Ayhan’ı oynamak çok öğretici ve farklı bir deneyimdi. Ahmet abi ve Orçun ile set öncesi birçok kez bir araya gelerek rollerimiz hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Ayhan’ın ve yaşadıklarının üzerine çok düşündüm. Bugüne kadar oynadığım hiçbir karaktere benzemiyordu. Karakterin genel hatlarını çıkardıktan sonra sette kendimi ona ve içinde bulunduğum ana teslim ettim.
◊ Ahmet Mümtaz Taylan, Hande Doğandemir, Bülent Emrah Parlak, İnan Ulaş Torun ile aynı filmdesiniz. Onlarla çalışmak nasıldı?
– Çalışması çok keyifli bir oyuncu ekibiydi. Ahmet abi ile zaten 3’üncü projemizi yapmış olduk. Diziler pek kalıcı olmuyor, bu yüzden onunla bir filmimiz olduğu için çok mutluyum.
◊ Yarışmada Derviş Zaim, Reis Çelik gibi önemli isimlerin de filmleri yer alıyor. Siz “Gelincik”in şansını nasıl görüyorsunuz?
– Festivale seçilen her film çok önemli ve değerli. Filmin şansı zaten festivale seçilmiş olmasıdır. Tabii ki herkes ödül almak ister ama sonuçta hak eden hak ettiğini alacak, onu da hep beraber alkışlayacağız.
“HEKİMOĞLU”NDA OLDUĞUM İÇİN ÇOK ŞANSLIYIM
◊ Bir yandan Kanal D’nin sevilen dizisi “Hekimoğlu”nun çekimleri devam ediyor. Bazı işler birkaç bölüm sonra sona ererken sizin diziniz bayağı sevildi. Kendinizi şanslı hissediyor musunuz?
– Televizyon zor bir mecra. Birçok dizi bitiyor, hemen yenileri başlıyor. Ben içinde olmaktan mutlu olduğum bir projedeyim. Çok farklı bir dile ve içeriğe sahip bir proje “Hekimoğlu”. Bu dönemde devam eden bir proje yakalamak bile büyük şans. O yüzden evet kendimi şanslı hissediyorum. İyi anlaşan, birbirini ve işini seven bir ekibiz.
◊ Van’ın Çaldıran Köyü’nde iki idealist öğretmenin başlattığı “Toz Tebeşir” hareketine de destek oluyorsunuz. Bu yardım hareketi nasıl başladı?
– 3 sene önce sosyal medyada gezerken çektikleri videoyu gördüm. Van’ın Çaldıran ilçesinde, karlı bir kış günde, soba ile ısınan, birçok eksiği bulunan bir köy okulu… Öğrencileri ve öğretmenleri görünce çok etkilendim. Onlara yardım etmek istedim. Daha sonra iletişime geçtik ve sosyal medya aracılığı ile onları insanlara tanıtarak daha fazla kişiye ulaşabildik. Duyarlı insanlar sağ olsun, hep birlikte oradaki öğrencilere, okula yardım edelim derken o kadar çok yardım geldi ki çevre okullara bile gönderebildik. O dönem yardım eden herkese tekrar teşekkür ederim. Çok mutlu ettik oradaki çocuklarımızı, öğretmenlerimizi…
Şimdi o insanların sayesinde çocukların yeni kıyafetleri, botları, okulun kalorifer, kütüphane, oyun odası gibi imkanları var.
◊ Ortağı olduğunuz maske firmasıyla da Mor Çatı’ya destek oluyorsunuz. Kadına şiddetin maalesef arttığı bu dönemle ilgili neler
söylemek isterseniz?
– Benim çok sevdiğim arkadaşlarım ProCare Maske markasını kurdu. Benimle ortak olmak istediler. Ticarete çok da hevesli değilimdir. Sosyal sorumluluk ile birleştirirsek olabilir dedim ve sürece dahil oldum.
Yaptığım bir işin benimle beraber ihtiyaç sahibi başka insanlara da dokunması beni mutlu ediyor. Evet, kadına şiddet haberlerini ne yazık ki çok sık görüyoruz. Toplumca yanlışlarımızı düzelttiğimiz ve doğrularımızı daha da fazla sahiplendiğimiz günlere hızla gelebilmemizi umuyorum.
◊ Karantina döneminde herkes üretkenliğini ortaya koydu. Siz neler yaptınız?
– Karantina süresi boyunca “Gelincik” filminin post prodüksiyon işleriyle uğraştım. Onun dışında bol bol film ve dizi izledim…